1994 yapımı bir robert zemeckis filmi. başrollerini tom hanks, sally field, gary sinise ve robin wright penn ' in paylaştığı filmde çok akıllı olmayan ama hayata hep iyi yönünden bakan forrest gump ' ın hikayesi ve onun gözünden önemli tarihi olaylar anlatılır. film tom hanks' e kazandırdığı en iyi erkek oyuncu oscarı dışında en iyi film ve en iyi yönetmen oscarının da dahil olduğu altı dalda oscar kazanmıştır. hikayesi ve sinemaya aktarılışı açısından kusursuz denebilecek filmlerin başında gelen forrest gump' ta hayatın aslında sandığımız kadar kötü olmadığını kavrarız. hatta forrest bunu ilk açılış cümlesinde şöyle söyler. "hayat bir kutu çikolata gibidir. ne çıkacağını asla bilemezsin."
tag line: life is like a box of chocolates...you never know what you're gonna get
tam bir sinema saheseridir. tom hanks'in basrolünde oynadigi filmde, gerizekali denebilecek birinin hayati anlatilmaktadir. kusursuz bir oyunculuk ve kalite ! mutlaka izlenmesi gerekir !
forrest gump, amerikan tarzı eblehliğin sinema dilinde tercümesidir. hollywood'un benzeri pekçok kahramanı vardır. life is a chocolate box'ın türkçesi'ne (ne çıkarsa bahtına...) iltifat etmeyen kitlelerin bu filmi neden bu kadar yücelttiğini şahsen hiçbir zaman anlayamamışımdır. yine de zevk meselesidir, saygı duyulur vs vs...
(spoiler: film boyunca ne kadar büyük işlere imza atsada forrest gump, yinede boşa geçen bir ömrün hüznünü yaşatır seyircilere. çünkü o hiçbir zaman jenny'sine kavuşamamıştır.)
mükemmel bir tom hanks oyuculuğuyla birleşmiş süper bir seneryo. filmin başından sonuna kadar ağladığımı belirtmek isterim. farklı bir aşk, farklı bir tutku, güçlü dostluklar, hayattan gerçek kesitler izlenmesi gerekli kanımca.
zekilik mi yoksa azim mi önemlidir bu hayatta yoksa sıcacık, samimi bir yürek etrafındakileri kendi arkasında sebebsiz bir şekilde koşturabilir mi sorularına yanıt verebilecek bir başyapıt.*
hüznün ve tebessümün en naif halleriyle birleştirilip karşılık beklemeden sunulduğu insanın içini ısıtan güzel bir film... tom hanks, harika bir oyunculukla hayat vermiş forrest gump'a...
forest gump'ı izlerseniz, ölene dek başka bir sinema filmini beğenemezsiniz-kulp takarsınız her birine-bu ne yaa,reklamları izlerim daha iyi gibi triplere girersiniz ki hakkınızdır efenim ... eğer forest gump bir sinema filmi ise, diğerlerinin başka adlarla lanse edilmeleri gerekmektedir ! yahut , onlar sinema filmiyse , forest gump da neyin nesi ?? tom hanks'a derin ve içten saygılar ...
karakter yaratımı açısından sinemacılara fevkalade bir örnektir bu film. defalarca izlense yeri vardır. en nihayetinde "kader" üstüne söylenebilecek en güzel şeylerden biridir.
bir film süreisnde amerikan yakın tarihini zeka seviyesi düşük ** bir karakter üzerinden anlatan ve çok da başarılı olan bir film.
merak ediyorum, türkiye'de benzeri bir film çekilseydi nasıl olurdu.
tekrar edip duran olay akışı pek izleyici çekmezdi sanırım.
düşünsenize tekrar tekrar yapılan darbeler, belirli aralıklarla hortlatılan irtica, bilmem kaç yıldır gündemden düşmeyen "falan ülkeye fişman şekilde benzemeye başladık", "türkiye fişman-land olur mu?" haykırışları.... ** ufffff.... çok sıkıcııııı......
steve mckenzie'nin san fransisco şarkısının girdiği anda koptuğum, lynyrd skynyrdsweet home alabama girdiği sahnede hoplayıp "afferim olm lan" diye bağırmak istediğim, elvis presley'nin hound dog'unun çaldığı sahnede gülmekten kırıldığım, jenny'nin her gidişinde anasına sövdüğüm filmdir. kaç kere ağladım bilmiyorum. ama gözlerim hiç kurumadı. tom hanks'in oyunculuğuna hayran kaldım. yönetmenin bu kadar saf ve naif bir dille tüm amerikan tarihine resmen meşe odunuyla girişmesine diyecek laf bulamadım. bu kadar ince, bu kadar mükemmel göndermeleri ve eleştirileri gördüğüm ikinci film oldu forrest gump. (ilk film dr strangelove)
inanılmaz bir soundtrack'i var filmin. her şeyi bir kenara bırakıp sadece bu soundtrack kullanımı için bile izlenilebilecek bir film.
teğmen dan ise muazzam bir karakter! geminin yelkenine çıkıp tanrı'ya meydan okuduğu sahnede gülmeler yetmedi çığlıklar attım* forrest'ı ödül aldıktan sonra kapının arkasında bekleyip "senin gibi bir morona madalya veriyorlar ha!" diye bağırışını görür görmez suratım şekilden şekile girdi, çünkü gülecek enerjim kalmamıştı.
ve tüm bunların yanında, bir insanın yaşadığı saf aşkın ancak bir gerizekalı tarafından böylesine sabır ve şefkat taşıyabileceğini de gördüm. forrest jenny'i korumak için her kavgaya girişinde helal çektim.
jenny ile forrest'ın filmdeki son konuşmasında resmen hüngür hüngür, hıçkıra hıçkıra ağladım;
j: keşke gittiğin o yerlerde ben de yanında olsaydım.
f: zaten yanımdaydın ki...
insanın insanlığına ve yaşadıklarının absürdlüğüna dönüp de bir bakması ve nasıl bir gelecekte ne istediğini tekrar gözden geçirmesini sağlayan bir film, bir başyapıt. eğer mutluysanız sizi deliler gibi güldürebilecek, mutsuzsanız deliler gibi ağlatabilecek, aşıksanız sevdiceğinize saatlerce sarılmanızı sağlayabilecek bir film. hollywood denen yerden çıkmış olması ise gerçekten şans.
life is a box of chocolates. you never know what you will get.
Forest artık başarılarından dolayı o kadar ünlü olmuştur ki apple'dan teklifler gelir.Forest'ın yorumu ise süper.."Artık o kadar tanındım ki elma şirketlerinden bile teklifler geliyor." işte buna çok güldüğüm filmdir..
çekildiği dönemdeki filmler arasında en büyük farklılığı çekim ve montaj tekniğinde olan filmfir. eski görüntülerle yenileri üst üste bindirme işlemini çok iyi yapmışlardır. günümüz filmlerinde bile bazen bu güzelliği arabiliyoruz.
Film boyunca aklımın ucundan Einstein'ın şu sözü geçip durmuştur."Herkes dahidir.Ama bir balığı ağaca çıkma yeteneğiyle sınarsanız hayatı boyunca bir aptal olduğuna inanacaktır."
Öncelikle söylemek isterim ki Forrest'ın annesi hayran olunası bir annedir.Çocuğuna hiçbir zaman sen farklısın,şöylesin,böylesin maskeleri altında yardımcı olmamıştır.Aksine çocuğunun da diğerleri gibi olduğunu hem ona hem de diğerlerine göstermek istemiştir.Ve oğlu için hiç bir fedakarlıktan kaçmamıştır,ki Forrest'ın olduğu kişi olmasını sağlayan insanlardan biri odur.Dikkatimi çeken ikinci nokta önemli olan hayatımızdaki insanların sayısı değil,onların bize kattıklarıdır.Jenny,okul servisinde Forrest'ı yanına davet eden onunla dalga geçmeyen tek insandır.Çünkü biliyordur ki kendisi de Forrest gibi farklıdır.Jenny ile Forrest'ın ilişkisi inişlerle çıkışlarla dolu olmuş ama asla tam anlamıyla kopmamıştır.Jenny'nin başına birşey gelse Forrest hep ona koşmuştur.Bir diğer nokta da Forrest'ın başarılı biri haline gelmesi Jenny'nin ilk okuldayken Forrest'a "koş Forrest koş!" demesi ve ne zaman başına bir şey gelse koşması gerektiğini söylemesidir.Ki Forrest'ın bu becerisi ona pek çok şey katmaktadır.Film küçük-büyük pek çok detayla dolu.
Geçen bunca zamana rağmen Forrest Jenny'sine kavuşmuş ancak ne kadar zor bir araya geldilerse o kadar çabuk kaybetmiştir.Jenny'nin mezarı başına gidip söyledikleri yüreğimize işlemiş ve küçük Forrest'ın annesine yazdıklarını merak ettirmiştir.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.